ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 281 sıra sayılı Türkiye İstatistik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili konuşması
25.11.2008

281 sıra sayılı Türkiye İstatistik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 281 sıra sayılı Türkiye İstatistik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Milliyetçi Hareket Partisi ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bu maddeyle, hane halkı ve bireyler dışında kalan birim, kurum ve sektörlerle ilgili istenilen bilgilerin verilmemesi veya yanlış verilmesi durumunda bin YTL olan ceza miktarları 1.500 YTL'ye çıkartılmaktadır. Normal şartlar altında devletin istediği bilgileri zamanında ve doğru olarak elde edebilmesi elbette ki gereklidir ve her vatandaşın, kendisinden istenen bilgileri devletine ve ilgili resmî kurumlara dosdoğru ve düzgün bir şekilde vermesi de onun vatandaşlık görevidir. Ancak, bugün ne yazık ki, özellikle son altı yıllık zaman dilimi içerisinde vatandaşlarımızın devletine ve onun en önemli unsuru olarak yürütme erkini elinde bulunduran İktidara olan güveni diğer yıllara göre çok önemli ölçülerde azalmış bulunmaktadır. Bu güven azalması nedeniyle de insanlarımız normalde hiçbir cezai müeyyideye gerek kalmadan vermesi gereken istatistiki bilgileri çoğu zaman düzgün bir şekilde vermekten kaçınmaktadırlar. Çünkü, özellikle, bugün tek başına altı yıldan beri ülke yönetiminde bulunan AKP
İktidarı maalesef Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşını meydana getiren pek çok anayasal kurum ve kuruluşları kendi siyasi emelleri doğrultusunda tanzim etme politikası izlemiş ve bugün de hâlen bu politik anlayışını maalesef terk etmemiştir.

Dolayısıyla, özellikle TÜİK gibi kurumlar kullanılarak enflasyon değerlerinden millî gelire, açlık sınırından refah düzeyine, insanlarımızın temel sosyoekonomik sıkıntı ve beklentilerinden işsizlik rakamlarına kadar hemen her konuda insanlarımız yanlış bilgilendirilerek hayalî ve sahte tablolar çizilmektedir.

İşte, bu nedenlerden dolayı bu maddeyle, doğru bilgi vermeyenlerden alınacak ceza miktarının 500 YTL artırılması, AKP'nin yönetiminde açlıkla, asayişsizlikle, adaletsizlikle, yoksullukla, işsizlikle ve de terörle boğuşan insanlarımız için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü AKP İktidarı tarafından her yönüyle harabeye çevrilmiş olan bir Türkiye tablosunda aziz milletimiz güven duygusunu tamamen kaybetmiş ve aldatılmışlığın acı tecrübesi içerisinde kendisinden istenen hemen her konu ve bilgiyle ilgili olarak ceza miktarı ne olursa olsun umursamaz bir tavır içerisine girmiştir.

Telefon konuşmalarının ve e-postaların ortalıkta gezdiği, yolsuzlukların ayyuka çıktığı, hesaplandığı iddia edilen ve son altı yıldır en fazla yüzde 10 arttığı söylenen enflasyon değerlerine inat temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin son altı yılda yüzde 100, yüzde 150, 200, 300 arttığı bir ülkede, siz, hangi cezalarla vatandaşlarınızdan sağlıklı bilgiler alabilirsiniz.

Her kurumda olduğu gibi özellikle AKP İktidarı döneminde, belki de en tarafsız ve bilimsel kriterlerle sağlıklı ve doğru bilgiler vermesi gereken Türkiye İstatistik Kurumu da ne yazık ki AKP'nin güdümünde siyasallaşmış ve AKP'nin siyasi saltanatının sürmesine hizmet eden bir kurum hâline getirilmiştir.

Sayın milletvekilleri, hepinizin hatırlayacağı gibi, Türkiye'nin millî geliri geçtiğimiz yıl yeni bir hesaplama yöntemi kullanılarak güncellenince bir gecede kişi başına 2.200 dolar zenginleşmiş idik. Türkiye İstatistik Kurumunun hesaplamaya dâhil edilen verileri genişleterek yaptığı revizyon sonucunda, daha önce 576,3 milyar YTL olan 2006 yılı gayrisafi yurt içi hasılası yüzde 31,6 artışla 758 milyar YTL'ye ulaştırılmış idi. Böylece, daha önceki hesaplamada 5.480 dolar olan kişi başına düşen millî gelir de yaklaşık 7.500 dolara çıkartılmış oldu. Bugün ise Sayın Bakan bu rakamın 12 bin dolar olduğunu ifade etmektedir. Yine, o dönemde, TÜİK Başkanına "Yani biz eskiden de zengindik de farkında mı değildik? Bunu yeni mi hesapladık?" diye sorulması üzerine "Evet, dediğiniz gibi." diye cevap vermiştir. TÜİK Başkanı millî gelirdeki artışı hissetmenin çok mümkün olmadığına işaret ederek "Ekonominin durumunun da iyi olduğunu görmekteyiz." demiştir. İnsanların gelirinin azaldığı, satın alma güçlerinin düştüğü ve âdeta bitkisel hayat yaşadığı bir dönemde yapılan bu açıklamalar, sanki AKP'nin bir sözcüsü tarafından yapılmışçasına izlenim uyandıran acı ve vahim bir durumdan başka hiçbir şey değildir.

Listeye tenis topu, pinpon topu, ördek ve deve eti gibi malzeme ve gıdaların da eklendiği söylenmektedir. Şimdi buradan Sayın Bakana sormak istiyorum: Kimler, günde kaçar kilogram ördek ve deve eti yemekte veya kaçar adet tenis topu veya pinpon topu kullanmaktadır?

Netice olarak, yasal düzenlemeler elbette ki yapılmalıdır ve uygulanmalıdır. Buna hiç kimsenin ve hiçbirimizin elbette ki itirazı yoktur. Ancak bu düzenlemelerle örtüşen bir iktidar anlayışını tesis edemez iseniz bu çalışmalarınızın hiçbir inandırıcılığının ve manasının olmadığını buradan bu vesileyle bir kez daha hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
,